- LEZAİZ
- Lezzetler. Zevk duyulan, eğlendirici, hoşa giden şeyler.(Lezaiz çağırdıkça, "Sanki yedim" demeli, "Sanki yedim"i düstur yapan sanki yedim namındaki bir mescidi yiyebilirdi; yemedi. M
Yeni Lügat Türkçe Sözlük . 2009.
Yeni Lügat Türkçe Sözlük . 2009.
lezâiz — (A.) [ تاﺬﻝ ] lezzetler … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
LEZAİZ-İ DÜNYEVİYE — Dünyâ lezzetleri ve zevkleri … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
CİSMANİYET — Cismânilik. Maddi beden sahibi olmak hâli.(Sual : Kusurlu, noksaniyetli, mütegayyir, kararsız, elemli cismaniyetin, ebediyetle ve cennetle ne alâkası var? Madem, ruhun âli lezâizi vardır; ona kâfidir. Lezaiz i cismaniye için bir haşr i cismâni… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HAŞR-İ CİSMANÎ — Cisimle, cesedle dirilme. Bedenlerin ve vücudların haşri. (Sual: Kusurlu, noksaniyetli, mütegayyir, kararsız, elemli cismaniyetin ebediyetle ve cennetle ne alâkası var? Madem, ruhun âli lezaizi vardır; ona kâfidir. Lezaiz i cismaniyye için bir… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
LEZZET — (C.: Lezzât) Tad, çeşni. Hoş ve güzel olan şey.(Dünyanın âkıbeti ne olursa olsun, lezaizi terketmek evlâdır. Çünki, âkıbetin ya saadettir, saadet ise şu fâni lezaizin terkiyle olur. Veya şekavettir. Ölüm ve idam intizarında bulunan bir adam,… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük